Merhabalar,
Efenim spora başladık biz Bey ile..ama öyle böyle değil.
Peki nasıl diyeceksiniz. Aslında amacımız madem yemek yiyoruz, yakalım da daha fazla şişmeyelim diyorduk.
Burada bir parantez açalım: İnsan ister istemez şişiyor evlenince. Yeni yemek düzeni, eski kötü alışkanlıklar filan derken.. Bir de fazlaca oturulan bir işe sahipseniz hop diye geliyor 10 kilo..Hem de hepsi yağ olarak..Bey için olmasa da benim için aynen böyle oldu. Kapa parantez.
Ne yapsak filan diye düşünüyoruz. Bu arada evde salonun tam ortasında adı 'Cross', 'Eliptic Runner' vb. diye geçen alet var. Önceleri içeride bir oda da bulunan bu alet, orada kullanılmadığından salona geldi.
Salonda işte ekran var, bir şeyler izleyerek yaparız diye düşündük. Bir yaptık, iki yaptık derken sıkıldık. Arkamızı döndük, küstük masum hareket cihazına. Eve gelince göz göze gelmemeye çalışıyoruz, o derece.
En nihayetinde dedik ki, bu böyle olmaz: Spor şart! Önümüzde de başarılı bir pilates örneği var. (Bu konuya sonra geleceğim) Haydi dedik, ne duruyoruz ve start'ı verdik. Ama çok bildiğimiz için tabii ki internetten video izleyerek yapıyoruz. Tamam itiraf edelim: İlk videomuz Ebru Şallı'yla pilatesti. O kesmeyince daha kapsamlı bir videolar aramaya başladık. İnanın çok internet epik bir kaynak, ne ararsanız var. Ancak şöyle bir sorun var. Hareketleri düzgün yapabilmek çok zor. Her hareketi düzgün yapmasan fayda etmiyor. Yoruluyorsun, her yerlerin ağrıyor. Lakin tam olmuyor. Pilates topu aldık mesela.. Allahım o nasıl bir olaydır öyle. Topun üzerinde durup şınav çekmek gerekiyor. Videodaki hatun sürekli sırıtıyor. Sanki çok normal bir durummuş gibi sen daha dengeyi sağlayana kadar 2 set yapıveriyor. Sen de zaten dengeyi bulup harekete başlayınca ya yüzüstü düşüyorsun, kolların taşımıyor ya da hareketinle beraber yana devriliyorsun.
Yapamayınca da ne motivasyon kalıyor ne moral.
Böyle olunca tek bir hal çaresi kalıyor: Spor salonu. Şimdi hepimiz biliyoruz ki, gaza geliyoruz, spor salonuna paraları döküyoruz, en fazla 5 ders sonra hep bir bahane hep bir kaçış. O yüzden bize öyle bir yer lazım ki, pilates dersi verecek, mümkünse salonda sadece biz ve Hoca olacak Bir nevi iki kişilik özel ders olacak ama. Bu sefer de 'Manly manly manly' olan Bey'in salonda pilates yapma ön yargılarını kırmak durumundayız. Zira hayal gücü baya geniş. Pilates hareketleri, hocaların ne kadar profesyonel olduğu vb. konularda baya ön fikri var :) Derken kendi sorununa kendi çaresini buldu. İnternet, 'pilates for men' çağrısına evimizin yakınlarında bir yer önerdi. Deneme sürüşü için randevu aldık. Çok tatlı ve profesyonel insanlarla karşılaştık. 1 saat boyunca varlığından haberimiz olmayan kaslarımıza 'Aaa Merhaba! Sen de kimsin? Hep orda mıydın ki?' Dedik. Nefes almanın önemini ve nasıl doğru nefes alınacağını öğrendik.
Dersin sonunda ise, hemen kayıt olduk. Programımız haftada 3 gün, 2 akşam ve 1 sabah.Ölçümler yapıldı, dersler başladı. Bu sabah da ilk sabah dersimize gittik.
Şuınu söyleyim: Çooook yoruldum. Vücudum beni hayal kırıklığına uğrattı. Tahmin ettiğimden daha kötü çıktım. Mola vererek de olsa 3 dakika ip atlayamadım. (İp atlama-pilates dersi ne iş derseniz, benim sabah derslerimde pilates değil, kuvvet arttırıcı antrenman yapıyoruz. Yapılan ölçümlerde ihtiyacım belirlendi.Ona göre plan yapıldı.)
Vücudum resmen direniş gösterdi. İlk defa spor yaparken midem bulandı, var mı ötesi!
Ancak, o kadar da iyi geldi ki! Sabah spor yapmak ne kadar harika bir şeymiş! Vücudunun ritmi değişiyor, çalışıyor. 'İşleyen demir ışıldar' diye boşuna söylememişler. Gerçi benim vücut, şu yaşımda pas tutmaya başlamış. Önce o paslardan arınmam sonra ışıldamam lazım ama geç olsun güç olmasın.
Görüşmek üzere,
Hanım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder