Tatil serisinde nerede kalmıştık? En son Gelibolu - Şehitlik turu için hazırlanıyorduk değil mi?
Şimdi diyeceksiniz ki, 'hani yazmayacaktın, hani sıkılmıştın tatili yazmaktan?'. Haklısınız, dedim.
Hatta araya başka bir konu bile yazdım ama sanırım ihtiyacım olan şey, değişiklik yapmakmış. Bir seriyi devam ettirme zorunluluğu üzerimde baskı yaratıyormuş ve ben bu baskıyla kendimi yazmaktan soğutuyormuşum. Bunu da keşfettiğimize göre tatil serisine Gelibolu'dan devam edebiliriz.
Ertesi gün otelde, gayet şukela bir kahvaltı yaptık. Otelin kahvaltı salonu, gayet makuldü. Dekorasyonda, Çanakkale tarihi ile ilgili ögeler kullanılmış, muhtemelen çirkin bir yere bakan camlar, vitray ile renklendirilmişti. Çalışanlar güler yüzlüydü, bir kahvaltı için isteyebileceğiniz çoğu şey açık büfede sunulmuştu.
Hanım ve Bey |
Nakit paraya kavuşunca, tur rehberi ile sahildeki bir kafede buluştuk ve herkesin gelmesini bekledik. Yanlış hatırlamıyorsam, 13- 14 kişi kadardık ve tur rehberimiz kendisini tanıttı. Kendisi, Çanakkaleli ve bu yörenin turizmine adamış emekli bir öğretmendi. Bey kendisinden çok haz etmese de, rehberin anlattıkları sayesinde gördüğümüz tarih gözümüzde daha bir kanlı canlı hale geldi. Turumuza öncelikle, Çanakkale Merkez'den Eceabat'a vapurla geçerek başladık. Yeri gelmişken belirteyim sevgili okur, biz bu tatilde vapura doyduk. O kadar çok deniz yolculuğu yaptık ki, alışkanlık oldu. Bu işe de en çok İzmir'e gidip vapura binmeyi özleyen Bey sevindi.
Hanım ve Bey |
Hanım ve Bey |
Araçta, amatör bir ses sistemi vardı.Yolculuk ettiğimiz sırada araçta rehber bize mikrofon ile sesini duyuruyordu.
Alıntı |
Genel olarak eğlenceli bir geziydi. En eğlendiğim yer, Bigalı köyüydü. Ben hayatımda, bu kadar derli toplu, pırıl pırıl bir köy görmedim. Burada Opet'in de emeğini es geçmeyelim. Opet, tarihimize sahip çıkmak adında, 'Tarihe Saygı' projesi başlatmış ve kapsamlı bir restorasyon çalışması gerçekleştirmiş. Bu bölgedeki bir çok köy yenilenmiş, çok da güzel olmuş.
Hanım ve Bey |
Köyde bir Atatürk evi var müze olarak kullanılan. Atatürk'ün bir süreliğine karargah olarak kullanılan bu eve, evin sahiplerinden sonra köylüler sahip çıkmış ve el birliği ile korumuşlar. Olur da yolunuz bu köye düşerse, köy meydanındaki kahvede bir kahve içmeden ayrılmayın derim. Samimi bir aile bahçesi formunda, köy kahvesi burası, Herkes rahat, lokum ikramı ile kahve var, çay var, sıcaklık var. Bu köy tam hayalimdeki Anadolu köyü.
Hanım ve Bey |
Hanım ve Bey |
Hanım ve Bey |
Bakkal Salim'in müzesinin ise ilginç bir hikayesi var. Milli mücadele sonrası, bu bölgeyi yeniden canlandırmak amacıyla köylere yerleştirilen insanlar, çevrede buldukları savaş kalıntılarını Bakkal Salim'e götürmüş. Zamanla elinde kayda değer miktarda savaş kalıntısı bulunan Bakkal'da bunları değerlendirmiş ve müzesinde halka açmış. İçeride aklınıza ne gelirse var. Fotoğraflar, kaplar, tüfekler.. Savaştan geriye ne kaldıysa...
Çanakkale'de sadece Türklerin değil, ANZAC'larında şehit mezarları var ve bizimkilere nazaran o kadar bakımlı ki. O mezarlara ne kadar değer verdikleri o kadar ortadaki, insan kendi kendine kızmadan edemiyor, utanıyor. Adamlar dünyanın 'literally' diğer ucundan gelip burada anma törenleri düzenliyor ve buradaki topraklarına özen gösteriyorken bizim şehitliklerimizin durumu... insanı çok üzüyor.
Hanım ve Bey |
Sırada Gökçeada var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder