15 Aralık 2014 Pazartesi

Türkiyede keyif amaçlı projektör almak. Projektör mü, hani şu slayt şeysi...

TV kanalları dediğimiz lanet'in kalitesi yerlerde sürünmeye devam ediyor. Hanım'ın sevdiği ve arada izlediği diziler mevcut, izlesin tabii ama bunun için hususi televizyon artık gerekli birşey değil. Zamanında televizyonsuz ev mi olur mantığıyla alındı bir tane ancak sanırım onsuz da olur gibi.

Hayır, haydi kitap okuyalım dışarıda koşup eğlenelim demeyeceğim. Havalar da soğuk zaten, oturup film izleyeceğiz tabii :) Karşımda kocaman duvar, dağınık ses sistemi ve bilgisayarı koyabileceğim limitsiz yer görünce aman tanrım dedim.

O andan 1-2 ay önce de LG'nin yeni çıkan Ultra HD (UHD, 1080p üstü 4K diye geçen çözünürlükler) televizyonlarının 47" için 4000 tl, 55" için 7000 tl civarı olduğunu duyunca gözlerim dönmekteydi. Tamam çok pahalı ama UHD inanılmaz görüntüsü için değer diye düşünmeye başlamıştım ki, bir arkadaşımız "neden projektör kullanmayı denemiyorsunuz" dedi. Oldukça da mantıklı bir fikirdi ki araştırdıkça çok popüler olmayan, detayları konusunda az kaynak bulunan bir sektör çıktı karşımıza.

Projektör sektörü 1-2 marka haricinde Türk malı olarak yok. Onlarda da Full HD(1080p) çözünürlüğünde projektör yok.  Bir de memlekette güvenilir alışveriş kaynağı diyebileceğimiz birkaç yerde bulunan toplamda 10 kadar ürün haricinde projektör yok.

Beklenmedik derecede eğlenceli bir cihaz

Evde tv/oyun vb amaçlı kullanmak için bir projektör alırken aslında bakılması gereken çok az parametre var ancak çok dikkatli olunması şart;

Öncelikle loş/karanlık bir ortamda mı yoksa güneş alabilen ve ışıkların yüksek olduğu bir yerde mi izleyeceksiniz. Buna göre farklı AL (Ansilumen) değerleri var. AL değeri, projektör ampülünün ne kadar parlak olduğunu belirler. 500-1500 loş/karanlık veya ışığın oldukça azaltılabildiği ortamlar için yeterli olacaktır ancak güneş geldiğinde veya lambalar yanmaya başladığında görüntü farkedilebilir bir şekilde silikleşmeye başlar. 2000-3000 arasında, üzerine yansıttığınız alana lambalar parlarken ve yan pencereden direkt olmasa da ışık geldiğinde bile hala net görüntü görülür. Karanlık ortamda da fazla göz yormaz. Yüksek AN değeri olan projektörlerde eco/smart eco gibi ayarlar olur. Bu sayede AN değeri duruma göre azaltılabilir. Bazı projektörler bunu kendileri de yapıyor.

Diğer bakılması gereken konu contrast oranıdır. Görüntüdeki renk çeşidinin ne kadar fazla olduğunu gösterir. 1000:1'den (Türkiye'de) 150000:1'e kadar yolu var. Kaç tane siyah olabilir değil mi? Görünüşe göre çok ve özellikle karanlık film sahnelerinde çok farkediyor ve projektör sektöründe siyahları gösterme başarısı önemli bir faktör.

Ampüllerin dayanma süreleri de çok önemli. Projektör içindeki ampüller zamanla gücünü kaybeder ve görüntü kalitesi düşmeye başlar. Bazıları 30000 saat kadar dayanabiliyorken bazıları da 2000 saat sonra terk-i diyar eyler. 2000 az gibi geliyor ama şunu da düşünün, günde 6 saat ortalama ile 1 seneye yakın performans alabilirsiniz. Günde ortalama 6 saat için hafta sonu 12 saat, hafta içi de 4'er saat kullanım mecburi :) Ampül bozulunca yenisi markaya göre değişse de yaklaşık 150-200$ kadar. Bu arada bazı uzun ömürlü lambalı projektörlerin ilginç bir özelliği var. Lamba ömrü dolunca lambası değişmediği için projektörü atıp yenisini almanız gerekiyor. Yani o 30000 saat projektörün raf ömrü aslında. Ancak özetle ne kadar çok AL, o kadar az lamba ömrü.

Bununla beraber cihazı nereye koyacaksınız? Peki aşağı koysanız ne kadar büyüyüp küçülüyor? Max-min kullanım mesafesi, Keystone correction var mı? Yukarı aşağı lens ayarı var mı? Projektör ayakları kullanışlı mı? Bu soruların hepsinin cevabı öncelikle nereye yansıtmak istediğinize göre değişiyor. Ben açıkcası yaklaşık 4-5m kadar mesafeden Mat krem mi bej mi ne renkse (Hanım bilir) bir duvara yansıtıyorum. Üstünde ince ayar yapabileceğim, ve görüntü boyutunu değiştirebileceğim kontroller mevcut. Ancak dediğim gibi, nereye yansıtmak istiyorsanız ona göre düzenleme gerekiyor. Bu yüzden net konuşulamıyor. Yinede kendi setup'ımı bir sonraki yazıda anlatacağım.

Bu arada projektörler kullandığı yansıtma teknolojisine göre 3'e ayrılıyor.

  • DLP (Digital Light Processing) projektörler 1000lerce küçük aynalarla renkleri yansıtıyorlar. Her ayna bir pixel'e tekabül ediyor. Bir de renkler için teker gibi birşey var. Bu tiptekiler tek chip denilen versiyon. Bazılarında da her ana renk için ayrı bir chip olabiliyor (3 chip model ve $20000 üstü dlp projektörlerde oluyor).
  • LCD (Liquid Crystal Display) bildiğimiz lcd teknolojisi. 3 adet lcd panel belli bir ana renkte yansıtma yapıyor. Bunlar birleşince görüntü oluşuyor.
  • Bir de LCoS (Liquid Crystal on Silicone) var ama bu Türkiye'de yaygın değil. Kısaca 2 teknolojinin hibrit versiyonu denilebilir.

DLP projektörler siyak renkleri daha doğru yansıtabiliyorlar, contrast oranları LCD'lere göre daha iyi ve az önce "renkler için teker var" derken aslında renkleri iletmek için gerçekten de hızla dönen bir teker var. Yani ekranda her zaman ir pixelde mavi, yeşil veya kırmızı bir renk var. Az önce anlattığım küçük aynalar, görüntüdeki duruma göre ekrana ışık veriyor veya kaldırıyor. bu ışık renk tekerinden geçerek ekrana gerekli renkte aktarılıyor. Eski modellerde teker saniyede 60 kere dönerken (60Hz), yenilerde 120Hz ve daha üstünde hızlar mümkün. Bir de bu durum bazı kişilerin ekranda gökkuşağı renkleri görmesine sebep olabiliyor. Bazı kişiler, ekrandaki renk geçişlerini algılayabiliyor ve görüntünün izlenemez olmasına sebep olduğunu belirtiyor ancak biz evde 5 kişi hobbit izledik kimse gökkuşağı efekti gördüm demedi. Bu arada bu yüksek renk tepkime durumu, oyun ve filmlerdeki hızlı geçişlerin temiz ve net olmasını sağlıyor. Eğer bu (Input Lag) dediğimiz değer yüksekse, hareketli sahneler flu görünüyor. DLP teknolojisinde bu sorun yok. DLP teknolojisi Texas Instruments'a ait.

LCD projektörlerde daha keskin bir görüntü bulunmakla beraber siyahları başarılı bir şekilde aktaramıyor. Ayrıca zamanla mavi lcd paneli diğer panellerden daha erken bir şekilde gidici olabiliyor. Bu da görüntü kaybına ve hatta renklerin bozulmasına sebep oluyor. LCD projektör lambaları DEĞİŞMİYOR. AL değeri de az. Sanki herkesin hususi sinema salonu var. Almayın arkadaşım. Gerçi Sony ve Epson bu duruma el attı da daha henüz erken.

Diğer teknoloji LCoS bu yazıyı yazarken Türkiyede satışta olan modellerde yoktu. Dolayısıyla bilmiyorum iyi midir kötü müdür.

Bunların dışında her modele özgü ayrı gizli sorunlar mevcut. Bunları da tecrübe veya başkalarının tecrübelerini dinleyerek ulaşabiliyoruz. Mesela bazı EPSON modellerindeki auto-iris tıkırtıları, Viewsoniclerdeki muhteşem fan sesleri, yanlış AL değerleri ve ampül ömürleri.

Elimde Benq w1070 var ve bunu alana kadar piyasada bulunan ve gümrükten geçmek zorunda olmayan hd modellerini tek tek hepsini inceledim. Bir sonraki yazıda neden Benq w0170 seçtiğimi anlatacağım.

Bey,







2 yorum: